İSTENEN OLDU

Milli Eğitim Bakanımız Hüseyin Çelik’in, çok ince ve zarif bir jestle, Celal Yardımcı’nın eşi Sayın Harika Yardımcı Hanımefendi’yi, bizzat arayarak; Ağrı ilinde bir lise ve bir İlköğretim Okuluna “Celal Yardımcı” adının verileceğini, 3 Mart 2007 tarihinde Ağrı Valiliğinde yapılacak törene davet ettiğini memnuniyetle öğrenmiş bulunmaktayız.

Konunun sıkı takipçisi olan Milletvekilimiz Naci Aslan’da  gazetemize yaptığı açıklama da, Ağrı’da ki Fen Lisesi ve Doğubayazıt’taki Kurtuluş İlköğretim okullarına “Celal Yardımcı” adının verileceğini  ve böylece geç de olsa bir hakkın teslim edilmiş olacağını belitmiştir.

         Söz konusu okul, Kurtuluş İlköğretim Okulu ve okula adı verilecek şahsiyet, Celal Yardımcı olunca, bir süreden beri gazetemizin gündeminde de “Doğubayazıt’ın dünü, bugünü,  yarını” masaya yatırılmışken, Doğubayazıt’ın siyasi tarihine bir pencere açmak amacıyla 49 yıl önceki bir olguya değinmeden geçemeyeceğiz.

         Yıl 1958. Celal Yardımcı, DP Menderes hükümetinin en gözde bakanlarından biri. Doğubayazıt ise CHP ağırlıklı. Devir, Demokrat Partisine oy vermeyen Kırşehir vilayetinin ilçeye dönüştürüldüğü devir. Doğubayazıt, yeni  inşa edilen bir ilçe. İmkanlar yok denecek kadar az, ihtiyaçlar sonsuz denecek kadar çok..

         Halkın genel  arzusu ve aklın gereği, Belediye Başkanı Abdullah Baydar, belediye meclisinin CHP’li üyeleri ve memleketin CHP li   ileri gelenleri ile birlikte Demokrat Partisine geçtiler. Bunun üzerine seçimlerde bile Doğubayazıt’a gelmeyen Celal Yardımcı  1958 yılında  gelerek, hemşehrileri ile siyaseten tarihi kucaklaşmasını gerçekleştirmiş oldu. Yaptığı konuşmalarda, Doğubayazıt’a  her alanda hizmet getirileceğini, ihmalin ve eksikliklerin kısa zamanda telafi edileceğini açıkladı.

         Gerçekten de kısa zamanda elektrik direkleri dikilmeye başlandı. İlk iş olarak Halkevi binasında Sanat okulu açıldı. Motorlar, tornalar, tezgahlar, araç ve gereçlerle donatıldı. Okul Müdür’ü Aytekin Akbaş olmak üzere çok değerli öğretmenler gönderildi. Ortaokulu bitirmiş, başka okul olmadığı için okuma şansı olmayan birçok gencimiz, iki yıllık eğitimden sonra, Yedek Subay askerlik hakkından da  yararlanarak önemli görevlerde bulunup, değerli hizmetler yaparak birinci derecenin son kademesinden emekli oldular.  O günler, Traktör’ün bir cıvatası için iş sezonunda aylarca Trabzon’dan sipariş beklendiği günler. Sanat okulu, eğitimin yanında halkın buna benzer ihtiyaçlarına da cevap vermeye başladı.                              

         Ortaokul, eski tren istasyonu  şimdiki Sağlık Meslek Lisesinin bulunduğu, ihtiyaca cevap vermeyen binada, Kurtuluş İlkokulu da şimdiki Öğretmen Evinin bahçesinde  kerpiç bir binada çok ilkel koşullarda Eğim ve öğretimi sürdürüyordu. 1959 Yılında Ortaokul (Şimdiki Cumhuriyet İ.Ö.O), onun yanındaki konferans salonu ve Kurtuluş İlkokullarının temelleri atıldı, inşaatlar başladı.

         Ancak hevesler fazla sürmedi. 1960 ihtilali ile bütün yatırımlar, Demokrat parti patentli olduğu için durduruldu. Sanat okulu kapatıldı. Bütün teçhizatlar geri gönderildi. Yarım kalan ortaokul binası, eğitim gönüllüsü Alay Komutanı Albay Sacit Gürünlü’nün himmeti, Okul Müdürü İbrahim Taşkıran’ın gayreti ve mahalli imkanlarla  kapı, pencereleri takılarak ilk anda gayr-ı resmi olarak hizmete girdi. Su basmanı aşamasında durdurulan Kurtuluş İlkokulu’nun inşaatı, 5 yıl aradan sonra yeniden belediye başkanı seçilen ve bugün vefatının 13. yılında rahmetle andığımız Abdullah Baydar’ın gayretleriyle 1964 yılında hizmete girdi.

         Celal Yardımcı, Erzurum Atatürk Üniversitesi yerleşkesinin  açılış töreninde yaptığı konuşmasının son cümlesinde, Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerine izafeten “Görelim mevlam neyler, neylerse güzel eyler” demişti. Sanki bugünleri görür gibiydi... Halka hizmet hak’ka hizmet demektir. Siyasi mülahazalarla kul nezdinde bir süre gölgelense de Allah katında mükafatlandırılacağı muhakkaktır. Atalarımız, “iyilik yap, denize at. Balık bilmezse, Hâlık bilir” demişlerdir. Aradan kırkdokuz yıl geçse bile…

         Gazetemizin, Celal Yardımcı konulu yayınından sonra hemşehrilerimizden çok miktarda tebrik ve teşekkür mesajları aldık. Bu haber daha da büyük bir sevinçle karşılandı. Biz de, kamuoyunun hislerine tercüman olarak bu güzel duygu ve teşekkürleri asıl sahiplerine takdim ediyoruz. Teşekkürler Sayın Bakan. Teşekkürler Sayın Naci Aslan.

         Yiğidin hakkını yedirmediğiniz için…

Nihat BAYDAR 

26 Şubat 2007