DOĞUBAYAZIT LİSESİ

Erhan BAYDAR

Doğubayazıt Lisesi mezunlarının yurdun birçok illerinde, değişik zamanlarda günler, yemekler tertiplediklerini, gönderdikleri davetiyelerden ve çağrılarından anlıyoruz. Bu, mezunların okullarından duydukları onurun, ona olan sevginin, yaşadıkları tatlı hatıraların ve arkadaşlarına olan hasretin ifadesidir.

1971 yılında ilk mezunlarını veren Doğubayazıt Lisesi, kırk dönem mezun vererek, geniş bir camia oluşturmuştur. Ülkenin her tarafına dağılan mezunların birçoğu üniversite okuma şansını da yakalamış, çok önemli görevlerde bulunmuşlardır. “Beşikten mezara kadar ilim” emrine gönül vermiş, iman etmişiz. “Hayatta en hakiki mürşit, ilimdir, fendir” diyen bir kültürden geliyoruz. Ancak ilim yapmak için de olanakların olması gereklidir. Önce huzurlu, sakin bir ortam, sonra okul olacak, öğretmen olacak, kütüphane, dershane, laboratuar olacak ki, ilim yapılsın. İbrahim Tatlıses’in, “ Urfa’da Oksoford (Oxford) vardı da biz mi okumadık?” sözü, gerçeği özetleyen veciz bir sözdür.

Milattan önce yaşayan Çin bilgini Kuan–Tzu, “Bir yıl sonrasını düşünüyorsan tohum ek. Ağaç dik on yıl sonrası ise tasarladığın. Ama yüz yıl sonrası ise düşündüğün, halkı eğit.” diyor. Cahillik, bütün kötülüklerin anasıdır. Atalarımız, “Bir okul açmak, bir hapishane kapatmaktır” sözünü boşuna söylememişler.

Doğubayazıt’da Parti Başkanlığı, on iki yıl İl Genel Meclisi Daimi Üyeliği ve üç devre Belediye Başkanlığı yapmış olan Merhum Abdullah Baydar, 1975 yılında hatıralarını yazdığı defterde, Doğubayazıt’daki okullar ile ilgili şöyle demektedir: “Şehir, 1938’de aşağıya, şimdiki yerleşim birimine inmeye başladı. Her yıl boş bulunan bir iki oda, okul görevi gördü, 1947 de binası yapılıncaya kadar. Ortaokulu, büyük uğraşlarla 1948’de, eski tren istasyonu olan taş binada açtık.

1958’de Celal Yardımcı’nın Bakanlığı döneminde Sanat Okulu açıldı. İlçede Sanat Okulu, Türkiye’de belki de tek idi. Böyle meslek okulları, birçok vilayette bile yoktu. Memleket için büyük bir şanstı. Gençlerimizin kollarında altın bilezikti. Mezunlarının hepsi yedek subay askerlik yaptılar. İş sahibi, mevki makam sahibi oldular, değerli hizmetlerde bulunuyorlar. 27 Mayıs 1960 İhtilali’nden sonra siyasi kin ve kıskançlıkla okul kapatıldı. Tezgâhlar, makineler, motorlar sevinç gösterileriyle gönderildi. Elektrik de dahil, bütün yatırımlar gibi, Ortaokul ve Kurtuluş İlkokulun inşaatları da durduruldu. 1963 de tekrar göreve dönünce, eksikleri tamamladık, lise için mücadelemiz başladı. Müracaatlarımız, muhaliflerimizin olumsuz yaklaşımı ve bürokratik sebeplerle engellendi. Ya Doğubayazıt’ın nüfusu sebep gösterildi, ya ortaokulun mezun sayısı, ya da binanın olmayışı. Nihayet 1968 yılının Haziran ayında Milletvekilimiz merhum Nevzat Güngör ve hemşehrim Orhan Aras ile Başbakan Süleyman Demirel’i Ankara’daki evinde ziyaret ettik. Lise ile ilgili talebimizi kendisine arz ettik. Hemen not aldı ve “Bu sene liseniz açılacak” dedi. Bu sevincimizi Ağrı Hâkimiyet Gazetesi haber olarak paylaştı. Ertesi gün, Ağrı Valisi’nin lise açılmayacak şeklinde tekzip yazısı yayınlandı. Birkaç gün sonra, Başbakanın Kars’a geleceği, çevre illerin vali, kaymakam ve belediye başkanlarının da orada hazır bulunmaları emri geldi. Gittik. Başbakan karşılandı, halka hitap etti. Daha sonra ikamet ettiği yerde her ilin temsilcilerini ayrı, ayrı kabul ederek sorunlarını dinledi. İlk heyet bizdik. Dedim ki, “Sayın Başbakanım! Ankara’da sizi ziyaretimizde lisemizin açılacağını söylediniz.” “Evet, açılacak” dedi. “Siz açılacak diyorsunuz ama bizim valimiz tekzip ediyor” dedim, gazeteyi uzattım. Açtı okudu, katlayıp cebine koydu ve bana dönüp “Reisim, bana mı inanıyorsun? Valiye mi inanıyorsun?” dedi. “Elbette ki size inanıyorum” dedim. Bir hafta sonra Doğubayazıt Lisesi’nin açılış emri geldi. Daha sonra vali, merkeze alındı. Tabii dedikodu kazanı kaynamaya devam etti. Okullar açıldıktan sonra bile, öğrenciler topluca belediyeye geldiler. Lisenin bir aldatmaca olduğu, seçimlerden sonra kapatılacağı söyleniyormuş. Gençlere dedim ki: “Söylenti bile olsa, kapatılacak lafı üzerine gösterdiğiniz bu tepkiden dolayı çok mutlu oldum. Sizleri kutluyorum. Müsterih olun, derslerinize çalışın. Siz okulunuza böyle sahip oldukça, o okul kapanmayacaktır.” dedim.

Kırk dönem mezun veren Doğubayazıt Lisesine, nice kırk yıllar dileğiyle, değerli mezunlarını, onları yetiştiren anne, baba ve öğretmenlerini kutluyoruz. Gençlerimizle gurur duyuyoruz. Bu memlekete hizmet eden herkese, minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz. Bu vesile ile bugün vefatının on sekizinci yıldönümü olan, Merhum Abdullah Baydar’ı rahmetle anıyoruz. Ruhu şad, mekânı cennet olsun.